Osmanlıca
Osmanlıca  Batı Türkçesinin ikinci devri olup 15. asrın sonlarından 20. asrın  başlarına kadar devam etmiş olan yazı dilidir. Dört asırdan fazla bir  ömrü olan Osmanlıca, şüphesiz hep ayni kalmamış, baştan ve sondan geçiş  devirlerinde ve ortada, hudutları kesin olarak çizilemeyen birbirine  geçmiş çeşitli iç merhâleleri olmuştur. Fakat iç ve dış bakımından esas  vasıfları itibariyle Osmanlıca ismi altında bu ismin çok iyi ifade  ettiği bir bütünlük gösterir.
Türkçe  bakımından, Osmanlıca’da aşağı yukarı mühim hiçbir değişiklik olmamış,  Eski Anadolu Türkçe’sinden sonra günümüze kadar Türkçe’nin başlıca  şekilleri hemen hemen hep ayni kalmıştır. Yani gramer şekilleri  bakımından Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si arasında belirli bir ayrılık  yoktur. Yukarıda da söylediğimiz gibi Türkçe bakımından ancak bu son iki  devre ile Eski Anadolu Türkçe’si arasında belirli ayrılıklar vardır.
Osmanlıca  ile Türkiye Türkçe’si arasında çok küçük şekil farklarına rastlansa  bile bunlar zaman ayrılıklarına dayanan basit değişikliklerden başka bir  şey sayılmamalıdırlar. Eski Anadolu Türkçe’si, Batı Türkçesinin eski  gramer şekillerini, Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si ise Batı Türkçesinin  yeni gramer şekillerini ihtiva eden devrelerdir. Yani, gramer şekilleri  bakımından Osmanlıca ile Türkiye Türkçe’si arasında bir devre farkı  yoktur.
Devrelerin  birbirine geçişi keskin çizgilerle ayrılamayacağı için eski Anadolu  Türkçe’si ile Osmanlıca arasında da uzun bir geçiş safhası olmuştur.  Osmanlıca’nın başlangıcını teşkil eden ve 15. asrın ikinci yarısı ile  16. asrın ilk yarısını içine alan devirde eski gramer şekilleri,  yerlerini henüz tamamıyla yeni şekillere bırakmış değillerdi.
Bu  eski şekillerden bazıları Osmanlıca’nın içinde daha sonraları da  kendisini muhafaza etmiş, bunlardan klişeleşmiş olarak Türkiye  Türkçe’sine geçenler bile olmuştur. Bazı yeni şekiller ise oluşunu ancak  Osmanlıca içinde tamamlamış veya kullanış sahasına bu devirde  çıkmıştır. İşte geçiş devrindeki normal gelişmeler, ondan sonraki küçük  sızıntılar ve bazı yeni şekillerin ortaya çıkışı dışında, Osmanlıca’ya  Türkçe bakımından başından sonuna kadar bir durgunluk hâkim olmuş, 16.  asırdan günümüze kadar Türkçe gramer şekilleri bakımından belirli hiçbir  gelişme kaydetmemiştir.
Osmanlıca’yı  batı Türkçe’si içinde bilhassa Türkiye Türkçe’sinden ayrı bir devre  hâlinde tutan şey onun dış yapısıdır. İç yapı, yani Türkçe bakımından  yalnız Eski Anadolu Türkçe’sinden farklı bulunan Osmanlıca, dış yapı,  yani yabancı unsurlar bakımından Eski Anadolu Türkçe’sinden de, Türkiye  Türkçe’sinden de çok büyük farklarla ayrılan bir devre manzarası  gösterir. Bu devre Türkçe’nin yabancı unsurlar tarafından tam mânâsiyle  istilâ edildiği, Türkçe’yi Arapça ve Farsça unsurların son haddine kadar  sardığı devredir.
Osmanlıca  devrinde Türkçe’yi saran bu Arapça ve Farsça unsurlar, sayısız Arapça  ve Farsça kelime ve terkipler olup esas itibariyle isim sahası içinde  kalmıştır. Fakat bu sahada o kadar ileri gidilmiştir ki bütün isim  cinsinden kelimeler ve cümle içinde isim muamelesi gören bütün kelime  gurupları Arapça ve Farsça kelimelere ve terkiplere boğulmuştur. Bu  müthiş istilâdan fiil kökleri bile yakasını kurtaramamış, Türkçe’nin  basit fiil kökleri yerine Arapça ve Farsça kelimelerle Türkçe yardımcı  fiillerden yapılmış birleşik fiiller kullanılarak Türkçe, bugün de  yaşamakta olan sayısız yabancı köklü birleşik fiil ile dolmuştur.
Fiil  dışında kalan isim cinsinden bütün kelimeler ve isim muamelesi gören  kelime gurupları sahasını böylece Arapça ve Farsça kelimelere, sıfat ve  izafet terkiplerine kaptıran yazı dilinde umumiyetle Türkçe olarak isim  ve fiil çekimi ile cümle yapısı kalmıştır. Fakat cümle yapısı da, Türkçe  kalmakla beraber, ağır darbeler yemekten kendisini kurtaramamış, birçok  defa esas bünyesi yıkılarak bozuk bir kelime yığınından ibaret  olmuştur. Hülâsa, Türk yazı dili Osmanlıca devrinde esas yapısı Türkçe  olan fakat Türkçe, Arapça ve Farsça’dan meydana gelen üçüzlü, karışık ve  son derece sun’î bir dil manzarası göstermiştir.
 
 
Hiç yorum yok
NetFikir.Net Size İnternetten En Güvenilir ve En Pratik Bilgileri Sunmak İçin Düzenlenmiş Bir Web Platformudur. İstek, Öneri ve Eleştirilerinizi Hiç Çekinmeden İfade Edebilir, Sizde Sitemizde Yazar Olabilirsiniz. Ücretsiz Sizinde Bir Web Siteniz Olsun! Web Sitenizin Olmasını İstiyorsanız veya NetFikir Ailesine Katılarak Sizde Yazar Olmak İstiyorsanız Bu Alanımızdan Görüşlerinizi Yazarak Bize Ulaştırabilirsiniz. Güzel Yorumlarınızı Bekliyoruz!